Ev ve iş hayatlarında gösterdikleri fedakarlıklarla takdir toplayan hanımefendiler, zelzele bölgesinde meydana getirilen çalışmalarda da en ön saflarda yer aldı.
Doktorundan jandarmasına, psikoloğundan din görevlisine kadar her alanda depremzedelerin acılarını dindirmek için yoğun emek harcayan hanımefendiler, ufaklıklara da anne şefkatiyle yaklaştı.
UMKE görevlisi paramedik Tuğçe Taşkın, AA muhabirine, depremin yaşandığı 6 Şubat’ta ailesi ile İstanbul’da bulunduğunu, yıkımın boyutunu öğrenince derhal zelzele bölgesine gittiğini söylemiş oldu.
Kahramanmaraş’a ilk gittiğinde her yerin yıkıntı bulunduğunu gördüğünü aktaran Taşkın, “Yıkıntı başlangıcında bekleyen bir sürü aile, gece gündüz asla uyumadan orada barınmak için çaba sarf eden insanoğlu… Canlarını kurtarmış fakat mallarını kurtaramamış, onların ardında olan bir sürü insan… Her ailenin her evin bir acısı bulunduğunu gördüm.” dedi.
Taşkın, insanların doğup yetiştikleri evlerinden bir fotoğraf dahi alamadan çıktığını anlatarak, şu şekilde devam etti:
“Orada 10 senelik meslek tecrübemi her anlamda kullanmak için çabaladım. Günde 2,5-3 saat uyudum. Vicdan azabı ile uyandım, bu sebeple oradaki asla kimse uyumuyordu, asla kimse yemiyordu, içmiyordu. Onlar yemeden, içmeden uyumadan duruyorsa ben de uyumamalıyım dedim. Her yaralıya destek olmaya çalıştım. Yaralı olmayanlara ruhsal destek vermeye, onların yanında olduğumu göstermeye çalıştım. Oldukca sıkıntılı bir edinim, fazlaca sıkıntılı bir tecrübeydi.”
Enkazdan 11 yaşlarında bir kız çocuğunu çıkardıklarını belirten Taşkın, şunları kaydetti:
“Bir bacağı ampute olacak, asla konuşmadı, adını söylemedi, ne hissettiğini söylemedi, hiçbir şekilde kontakt kurmadı bizimle. En sonunda elimizi tutup ‘Abla biliyor musun benim annem yanımda öldü.’ dedi. Kısaca ne diyeceğini insan o anda bilemiyor. Yalnız susup onunla ağlayabildik. Orada bir bayan olarak kanımın son damlasına kadar çalışmaktan dolayı kendimle gurur duydum. Oradaki öteki hanım meslektaşlarım ile gurur duydum. Orada bir tas çorbayı alıp su ilave edip çocuklarını doyuran anneyle gurur duydum. Kendi almayıp ‘Diğerlerinin daha fazlaca ihtiyacı var’ diyen hanımla gurur duydum.”
Aile hekimi Görkem Aydın, Hatay’da sahra çadır hastanesinde vazife yaptığını, mutlu ve hüzünlü anıları bulunduğunu dile getirdi.
Bölge halkının depreme ve yaşamış olduğu sıkıntılara karşın kendilerine gönülden destek bulunduğunu ifade eden Aydın, “Zelzele bölgesinde bir bayan olarak sorun yaşamadım. Şu sebeple orada bayanların adamların gönüllü olarak vazife alan kişilerin, birbirlerinden değişik çalıştıklarını, değişik düşündüklerini zannetmiyorum. Bir karı olarak çocuk mevzusu beni fazlaca kaygılandırıyor. Daha fazlaca onları düşünüyorum. Keşke ilk günden bölgeye gidebilseydim. Bundan sonrasında UMKE’ye katılacağım.” dedi.
“ÇOCUKLAR EN ÇOK OYNAMAYI ÖZLEMİŞLERDİ”
Aile ve Toplumsal Hizmetler Müdürlüğünde görevli toplumsal destek çalışanı Tuba Karaduman, depremin arkasından gönüllü olarak Malatya’da psikososyal çalışmalara katıldı.
Karaduman, depremin sekizinci gününde bölgeye gittiğini, ilk olarak afetzedeleri ziyaret edip çocuklarla oyunlar oynadıklarını söyledi.
Depremzedelerin acılarını hafifletmek için çalıştıklarını aktaran Karaduman, şu şekilde konuştu:
“Çadır kentlere gittiğimizde bizlere ilk dedikleri ‘Bir şey içmek ister misiniz, karnınız aç mı?’ Kendileri zor durumdayken bizi düşünmeleri beni en fazlaca etkileyen şey oldu. Ne kadar yüce yürekli bir millet olduğumuzu daha iyi anladım. Çocuklar en fazlaca oyun oynamayı, oyuncaklarını özlemişlerdi. Onlarla beraber oyunlar oynayarak bir nebze olsun acılarını dindirmeye çalıştık. Gelecek planlarını anlattılar. Ikimiz de hayallerini gerçekleştirebilmeleri için onları motive ettik. ”
Paramedik Eda Sağlam da depremin arkasından gönüllü olarak Kahramanmaraş’a gittiğini, afetzedelere en iyi hizmeti vermek için çalıştığını beyan etti.
“Onlara bir ümit olmak bizlere mutluluk verdi.” diyen Sağlam, “Depremzede vatandaşların ‘İyi misiniz, herhangi bir şeye ihtiyacınız var mı?’ diye sorması duygulandırdı bizi. Orada bir çocuğa yada yaşlı birine dokunmak insanı ayrı bir duygulandırıyor ve gururlandırıyor.” ifadelerini kullandı.
Toplumsal Yardımlaşma Vakfı çalışanlarından Senem Kocabalta, depremin üçüncü günü yardım dağıtmak için Adıyaman’a gittiğini söyledi.
Gece gündüz demeden yorulmadan vazife yaptığını vurgulayan Kocabalta, “Hanım olarak orada vazife yapmak gurur verici. Asla zorlanmadık, sorun yaşamadık. Oradaki bayanların sorunlarını dinledik. Gece çadır kenti gezerek faaliyetlerde bulunduk.” diye konuştu.
“HASTAMIN BANA BAKIŞINI ÖMRÜM BOYUNCA UNUTMAYACAĞIM”
Hekim Aycan Koçsedef ise gönüllü olarak zelzele bölgesine gidip çalıştığını, insanların acılarını gözlerinde net olarak gördüğünü beyan etti.
Koçsedef, “Bir hastamın 4 yaşındaki kız evladı yaşamını yitirmiş, kendi yiyecek yemiyor fakat 4 çocuğuna bakmak için ayakta durmaya çalışıyordu. Ben hastamın bana bakışını ömrüm süresince unutmayacağım. Vazife yaparken bir doğum oldu ve bir kız evladımız dünyaya geldi sıhhatli bir halde. Herhalde oradaki acıyı özetleyen, orada gördüğüm iki hanımdı. Bizim için şartlar kolay değildi fakat emin olun asla düşünmeden çalıştık. Şu sebeple karşımızda hiçbir şeyleri olmayan insanoğlu vardı.” dedi.
İl Jandarma Komutanlığında görevli Jandarma Astsubay Çavuş Melika Çelen, zelzele olduğunda ilk olarak Malatya’da bulunan yakınlarını aradığını belirtti.
Yakınlarından depremin büyüklüğünü öğrendikten sonrasında bölgeye gitmek için gönüllü bulunduğunu özetleyen Çelen, “Benim görevlendirmem Hatay’a çıktı. Yardım eşyalarını araçlara yükleyip yurttaşlarımıza dağıttık. Elimizden geldiğince yardım etmeye çalıştık.” dedi.
Çelen, zelzele bölgesine atamasının yapılması için lüzumlu müracaatları yapacağını beyan etti.
Kırklareli Müftülüğünde Aile ve Dini Rehberlik Vaizi Fatma Silkin Erol, depremin arkasından Gaziantep’in İslahiye ilçesine gönüllü gidip taziye işlemlerinin arkasından vatandaşlara içsel rehberlik hizmeti verdiğini dile getirdi.
Hekim Esin Kurşun ise fazlaca süratli hareket edip canla başla çalışmak suretiyle bölgeye gittiğini söyledi.
Birçok depremzedeye sıhhat hizmeti sunduğunu özetleyen Kurşun, “Tanrı’a hamdolsun oraya vardığım için fazlaca mutluyum. Orada beni en fazlaca çocuklar etkiledi.” ifadelerini kullandı.
ANASAYFAYA DÖNMEK İÇİN TIKLAYINIZ
Kırklareli’nde afetzede evlatların yüzü “Karagöz-Hacivat” gösterisiyle gülüyor
Manavgat’ta çam kese böceği istilası
Manisa’da uyuşturucudan 3 şahıs tutuklandı
Son Dakika Haberler